KAHRAMANMARAŞ merkezli 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümünde açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, “Biz depremde yıkılan yerleri eski haline getiriyorsak orayı depreme hazırlamıyoruz demektir. Depreme hazırlamak demek eski durumuna getirmek değil, çok özel teknoloji ve bakış açısıyla, yöntemle o bölgeyi geliştirmek demektir” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri 11 ilde yıkıma neden olurken resmi rakamlara göre 53 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Depremin ikinci yıl dönümünde bölgede yapılan çalışmaları değerlendiren Bilim Akademisi Kurucu Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, bölgenin bulunduğu konum itibariyle kentsel dönüşümün nasıl olması gerektiği ile ilgili açıklamalarda bulundu.
‘DEPREME HAZIRLIK DEMEK YARALARI SARMAK DEMEK DEĞİLDİR’
Deprem bölgesindeki binaların yapımı ile ilgili açıklamalarda bulunan Görür, “11 ilde olan deprem bir levha sınırında olmuştur. Anadolu levhası ile Afrika levhasının içerisinde meydana gelmiştir. Dolayısıyla bu levha sınırında 11 ilimiz çok büyük zarar gördü. Bu levha sınırlarını depreme hazırlamak demek yaraları sarmak demek değildir. Siz yıkılan evleri, yıkılan yolları bunu da aynı teknoloji ile aynı mentalite ile yaparsanız biraz daha yeni ve sağlam olur. Ama bunlar ebediyen, sürekli olarak depreme karşı dirençli bir hale gelmez. Bunları yapmak için, levha sınırlarını hazırlamak için çok özel bir anlayışla, yapı stoğunu yenilemek gerekir. Hızla, müteahhitlerle veya devletin bir organıyla binaları yapıp çıkmak yerine buralarda özel planlama, özel mimari, özel tasarım, özel projeler, özel malzeme, özel mühendislik, özel teknoloji kullanmak zorundasınız. Bu 11 ilin bulunduğu yerde üç kattan, dört kattan fazla bina yapılamaz. Yatay mimari burada esastır. Daha fazla katlı bina asla yapamazsınız. Bu bölgede yaptığınız binaların kesinlikle temel tipi şu şekilde olmalı veya kolon kiriş bağlantısında deprem sönümleyici olmalı, şeklinde diyebilmeniz gerekir. Alt kısımda deprem yok edici, depremin dalgalarını emici teknikler kullanılmalı veya kolon kiriş bağlantıları esnek olmalıdır. Bu bölgeye özel birtakım teknikleri getirmek zorundasınız. Çünkü burası özel bir bölge ve sınır bölgesi. Herhangi bir yer değil. Herhangi bir yerde ev yapar gibi burada ev yapmamalısın. Bir yerde evin fiyatı metrekaresi 30 bin liraysa burada metrekaresi 60 bin liradan vermek zorundasın. Çünkü özel bir yerde bunu yapıyorsun” ifadelerini kullandı.
‘DEPREM BÖLGESİNDE RASTGELE ZEMİN ETÜDÜ YAPAMAZSINIZ’
Görür, “Temel etütlerini burada rastgele alışıla gelmiş şekilde temel etüdü yapamazsınız. Zemin etüdü yapamazsınız. Buradaki zemin etütlerini mikro bölgeleme esaslarına göre bütün o bölgede karelaj sistemleri kurmak zorundasınız. Sondajlar yapmak zorundasınız, sıvılaşma yerlerini ayırmak zorundasınız. Deprem dalgalarının ivmesinin dağılımını bilmek zorundasınız. Depremin şiddetinin nasıl dağıldığını bilmek zorundasınız. Burada zamana, sabra ve oldukça ayrıntılı çalışmaya ihtiyacımız var. Ama burada görüyoruz ki; belki de hükümet haklıdır, insanlar bir an önce evlerine girsinler istiyorlar. Hükümet, bir an önce evlere yerleştirmek için 8 ayda 500 bin yapacağım dedi. Yaparsın ancak yıkılmışları bir daha yapıyorsun demektir. Yaraları sarmak depreme hazırlık demek değildir. O bölgenin özelliğine göre yapılanlar depreme hazırlıktır. Bunu düşünmelerini ve stratejiyi değiştirmelerini tavsiye ediyorum. Biz depremde yıkılan yerleri eski haline getiriyorsak orayı depreme hazırlamıyoruz demektir. Depreme hazırlamak demek eski durumuna getirmek değil, çok özel teknoloji ve bakış açısıyla, yöntemle o bölgeyi geliştirmek demektir” şeklinde konuştu.
More Stories
Siyasilerden, Devlet Bahçeli’ye geçmiş olsun mesajları
Dönüştürücü Öğretmen Projesi Başladı
Reeder Samsunspor Hazırlıklarını Sürdürüyor