Maliyetler nedeniyle trafik sigortasındaki zarar artınca sigortacılardan, trafik sigortasında serbest piyasa koşullarına dönülmesi ve primlerin serbestçe belirlenmesi talebi geldi. Sigortacılar, “Bıçak kemiğe dayandı, devletin belirlediği primler yetmiyor, acilen serbest tarifeye geçilmeli” diyor.
2017 yılına kadar sigorta şirketleri trafik sigortasının fiyatlarını serbestçe belirliyordu, bu tarihten itibaren devlet müdahalesi geldi ve araç gruplarına, illere, sürücülerin hasar geçmişine göre fiyatları kamu belirlemeye başladı. Böylece hem sigorta primlerini hem de trafik sigortası teminatlarını devlet belirler hale geldi. Bugün sigorta şirketleri, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından belirlenen fiyatların üstüne çıkamıyor ama isteyen şirket tüketiciye daha altına fiyat verebiliyor.
PRİM SERBESTÇE BELİRLENMELİ
Sigortacılar, enflasyon ve kurlardaki artışın trafik sigortasında ödenen maddi hasar maliyetlerini; asgari ücretteki artışın ise ödenen vefat, sakatlık gibi bedeni tazminatları artırdığından şikayet ederek, kamunun belirlediği primlerin yetersiz kaldığını vurguluyor. 2023’ün 9 aylık verilerine göre trafik sigortasında 12 milyar TL zarar edildiğini, yılsonunda bu rakamın 15 milyar TL’nin de üzerine çıkacağını ifade eden sigortacılar, “2017 öncesi olduğu gibi serbest tarifeye dönülmeli, fiyatlar serbestçe belirlenmeli. Serbest sisteme geçilirse, hasarlı-hasarsız sürücü ayrımı olacak, özellikle hasarsız veya az hasarlı sürücülerin primleri daha da ucuzlayacak” diyor.
SERBEST TARİFE OLMAZSA OLMAZIMIZ
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı ve Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, araç ve yedek parça maliyetlerinden asgari ücrete kadar ilgili her kalemde yaşanan artışın primleri önemli ölçüde etkilediğini belirterek, şunları söyledi: “Trafik sigortaları için serbest tarife olmazsa olmaz. Fiyat kontrolü, sonrasında oluşan prim farkları ile kapatılmak zorunda kalıyor. Bu kaçınılmaz son hoşnutsuzluk yaratabiliyor.”
MALİYETLERİ KONTROL EDEMİYORUZ
TSB Başkan Yardımcısı, Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, trafik sigortasının birçok parametrenin serbestçe yönetilerek iyi araç sürücüsüyle kötü araç sürücüsünü ayıran, fiyatlamanın da buna göre yapılacağı, hatta riskin kötülüğü itibariyle başkalarına hayati tehlike doğurabileceklerin sistem dışı bırakılacağı bir akreditasyona dönüşmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Tam serbestiyet sadece fiyatların serbest bırakılması ile de olmaz. Sıklıkla yaşanan mevzuat iptallerinin artırdığı anlaşmazlıkların yargıya taşınmasından kaynaklanan belirsizlik, asgari ücret artışları sonucu artan rezerv ve hesaplama riskleri, sigorta hak sahibi ile sigortacı ilişkisinin dışına taşarak, ana tazminatın üzerinde gerçekleşen tespit ve yargılama sorunları ve bu giderlerin artışı, sigorta şirketlerinin süreci iyi araç sürücüleri lehine yönetmesinin önünde engeller oluşturmaktadır. Serbest tarife maliyet artırıcı bu tip gelişmeler sonucu fiyatların yeni maliyetlere göre düzenlenmesini sağlar, ancak sorunları tam olarak bitirmez. Çözüm için maliyet kalemlerinin de doğru yönetilmesi gereklidir.”
İYİ KÖTÜ SÜRÜCÜYÜ AYRIŞTIRAMIYORUZ
TSB Yönetim Kurulu Üyesi, AXA CEO’su Yavuz Ölken, trafik sigortasında önce yarı esnek, sonrasında da serbest tarifeye geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu açıklamaları yaptı:
“Trafik sigortasında sigorta şirketlerinin maliyetleri asgari ücretle ilişkili. Asgari ücrete zam geldikçe geriye dönük bütün dosyaların üzerine yük biniyor. Trafik sigortasında primler yetmiyor. Artık hasarlı hasarsız sürücüyü ayırmamız lazım. Sigorta şirketleri trafik sigortasında her 100 lirada 30 lira zarar yazıyor. Yani, her poliçeden 30 lira zarar ediyoruz. Bugün iyi ve kötü sürücüyü ayrıştıramayan bir sisteme sahibiz. Önce yarı esnek tarifeye geçmek olmazsa olmazdır. Önce iyi sürücüler korunmaya başlanmalı. Sektör trafik sigortalarında kar etme peşinde değil ama sürdürebilir fiyatlamanın peşindedir. Biz sigorta sektöründe serbest tarifeye adım atmadığımız müddetçe bize bir sihirli değnek lazım.”